26 Haziran 2020 Cuma

Colson Whitehead


"Mecaz oldu hakikat, hakikat oldu mecaz
                        Yıkıldı belki esasından eski malumat" 
                               Sadullah Paşa


              Do-Ho Suh (1962, Güney Kore), "Public Figures"


Bir tanışma hikayesi...

 Birkaç yıl önce D&R'den gelen bir tanıtım maili sayesinde Yeraltı Demiryolu kitabından haberdar olmuş aklımın bir köşesindeki okunacaklar listesine ekleyip geçmiştim. 

 Yeraltı Demiryolu ile fiziki olarak karşılaşmam ise geçen yıl olmuştu, 06Barış'ın kitaplığında görür görmez kendisini hemen tanımıştım. Yine de okumak için bir girişimde bulunmamıştım. 

 Sesli kitap uygulaması olan Storytel'deki ikinci ayımda hala bir roman dinleyememiş olmanın huzursuzluğu içindeyken yeniden Yeraltı Demiryolu ile karşılaştım, bu kez bir deneme yapacaktım. Deneme diyorum çünkü o vakte kadar uygulamada bir kitaptan diğerine geçerken sadece odaklanma antrenmanı yapıyor gibiydim. Kitap dinlemek, dinlemek suretiyle içeriği takip etmek benim için oldukça zorlayıcı bir şey. Göz insanı ve kulak insanı olmak da şimdilik burada dursun.



Isınma turları

 Colson Whitehead, 1969 doğumlu Amerikalı bir yazar (Soyadına takıldınız mı sizde: "Blackhead" diye de soyadı var mı, beyazlar arasında kullanılırlığı nedir -Kürt siyasetçi Ahmet Türk ve feminist yazar Yaprak Zihnioğlu filanlar geliyor aklıma, neyse dursun bu)

 Colson Whitehead; roman, öykü, deneme türlerinde dikkat çekici eserler vermiş bir yazar. Siren yayınları tarafından ise Yeraltı Demiryolu, Nickel Çocukları ve Bölge Bir adında üç romanı Türkçeye çevrilmiştir.

 Yazar, Yeraltı Demiryolu ile 2016 Amerikan Ulusal Kitap Ödülü, 2017 Pulitzer Ödülü, 2017 Arthur C. Clarke Ödülü kazanmıştır.

 

 

 Yeraltı Demiryolu

 Yeraltı Demiryolu, Cora adlı bir kadının hayatına "kaçış" üzerinden bakarak şekillenen bir roman. 

"Kaçış" benim favori temalarımdan biridir. Bunu yazar yazmaz aklıma manevi/ruhsal kaçış kategorisine konacak türden hikayeler geldi ve onların bana heyecandan ziyade sıkıntı verdiğini,içe doğru büktüğünü düşününce "kaçış" derken  maddi ortamın değiştirilmesi üzerinden gerçekleşen kaçışları sevdiğimden iyice emin oldum. Hapishaneden kaçış hikayeleri mesela, nefis değil mi? Bu romanda ise plantasyondan kaçışla başlayan bir kovalamaca var. Doğal olarak son derece sürükleyici bir hikaye.

Romanda insanların kölelikten kaçmasına imkan veren bir yeraltı demiryolu ağı var. Bu ağı kullanıp başka bir eyalete gidebilmek, yeni bir hayat kurabilmek umudu. Romanın Arthur C. Clarke Ödülü kazanmış olmasının da etkisiyle bu yeraltı demiryollarını "sade ve zarif" kurgusal bir buluş olarak okuyordum. Dağıtımcılığını Netflix'in üstlendiği 2019 yapımı El Hoyo/The Platform filminde de yapılan tam olarak buydu. Bilim kurgu etiketi taşıyan bu filmde de gündelik hayatımızda oldukça aşina olduğumuz bir araç olan asansör, üsttekiler ve alttakiler arasında gidip gelirken bambaşka bir şeye hizmet ediyordu. Bilim kurgu birçoğumuz için her şeyden önce bir teknoloji fuarı işlevi görüyor olmalı; bambaşka yepyeni son model alet edavat göreceğimiz bir mecra. Oysa işte sade ve zarif bir dokunuşla aşina olduğumuz araçlar başka bir bağlamda yeniden ele alınabilir ve bu da pekala bilim kurgu olabilir.



Epifani geliyorum demez

Yeraltı Demiryolu romanını okuduktan birkaç gün sonraydı, kardeşimle Netflix'te ne izlesek diye bakınırken "12 Years a Slave/12 Yıllık Esaret" filminde durdum, mis gibi Oscar da almış bunu izleyelim dedim. Muhteşem bir denk geliş oldu. Bana yeniden blog yazdıran motivasyon da işte filmden sonra gelen aydınlanmayla başladı. Film gerçek bir hikayeye dayanıyor ve sonunda Solomon Northup'ın esaretinden sonra yaşadıkları aktarılırken "ve Yeraltı Demiryolu'nda kaçak kölelere yardım etti" cümlesini gördüğüm an büyük bir şaşkınlık yaşadım! Gururla karışık bir sevinç: meğer gerçekten böyle bir şey varmış! Saygı duruşunun ardından Wikipedia'ya baktım:

"Yeraltı Demiryolu, 19. yüzyılın başından ortasına kadar Amerika Birleşik Devletleri'nde kurulan ve Afrikalı-Amerikalı köleler tarafından köleliğin kaldırıldığı özgür eyaletlere, Kanada'ya ve Nova Scotia'ya kölelilk karşıtları ve kölelik karşıtlığına sempati duyanlar yardımıyla kaçmak için kullanılan gizli yollar ve güvenli evler ağıydı." 

Yeni bilgiler ışığında Yeraltı Demiryolu sevgim daha da arttı. Colson Whitehead,tarihsel bir referanstaki mecazı öldürerek yeniden diriltmeyi seçiyor. Sade ve zarif, ne hoş!


***

Nickel Çocukları ve Bir Resim Hayali

 Colson Whitehead'in Nickel Çocukları romanını da Storytel'den dinledim. Dolayısıyla sayfa numarası olmadan yabancı isimlere internetten bakarak noktalamayı herhalde böyledir diye umarak ve dur başlat yapa yapa bir alıntı paylaşacağım:


"Kütüphane rafına dizilmiş bekleyen zarif ve seçkin ansiklopedileri görünce büyükannesinin yüzünün ne hale geleceğini merak ediyordu. Kutuları iki büklüm Tennessee'deki otobüs durağına kadar çekti. Elwood beyaz tenli olsaydı eğer karşı kaldırımdan ona bakanların gördüğü sahne dünyanın bilgisinin ağırlığını yüklenmiş çeken ciddi çocuk bir Norman Rockwell resmini andıracaktı."

Okumayı çok seven Elwood'un yarışmadan kazandığı ansiklopedileri eve taşıdığı bu sahne ilk anda mutluluğun resmidir. Olay örgüsü sebebiyle bu sahne zaten buruk bir âna dönüşecek ancak benim üzerinde durmak istediğim sonrası değil. Sonrasında bir şey olmasaydı dahi tasvirde bir burukluk var. 

Eğer ..... beyaz tenli olsaydı ..... bir ..... resmini andıracaktı.

Bir çocuğun sevimli görülmesi, bir kadının güzel sayılması talep edilecek haklar değildir, değil mi?  Çünkü kim/hangi grup böyle bir hakka sahip ki? Bir grubu sevimli/güzel görmek konusunda onlara tanınmış bir ayrıcalık olduğunu varsaymak insanı pek akıllı göstermiyor. Kimse beyaz çocukların daha sevimli olduğunu ya da beyaz kadınların daha güzel olduğunu söyleyip durmuyor. Bazısı öyledir bazısı böyledir. Ama mesele şu ki sevimlilik de güzellik de çoğunlukla beyazlar üzerinden görünür kılınıyor. #Blackisbeautiful harika ve haklı bir itiraz. Mümkün olan her yoldan siyahlara saldırırken benlik algılarını da zedelemeyi ihmal etmediler. Bu yüzden "Elwood bu haliyle bir Norman Rockwell resmini andırıyordu" diye yazılmadı. Beyaz çocuklar kolaylıkla ve yaygın bir şekilde çocukluğun çeşitli halleriyle resmedilirken siyah bir çocuk tarih yazarken görülüyordu. Mesela Ruby Bridges'ten mülhem:
 
Norman Rockwell, The Problem We All Live With, 1963

Kolaylıkla ve yaygın bir şekilde. Bunlar bence önemli zarflar. Her yerde ayrımcılık bahsinde biri çıkıp "ama biz suçlu değiliz sistem bizi de eziyor vs" diyor ancak bu saçmalık. Her birimize şiddetini eşit hissettiren bir sistemi zaten el birliğiyle yıkar yeniden kurardık. Burada eylemler değil eylemleri niteleyen zarflar, özneler ön plana çıkıyor. 

#Blacklivematters sloganını da anmak gerekiyor. Geçmişten bugüne değişen iyileşen yasalar var ancak gelinen noktada hala siyah vatandaşlar kolaylıkla ve yaygın bir şekilde hayatlarından oluyorlar. 

Yeraltı Demiryolu'nu hatırlayalım; beyazların siyahları öldürmesi, işkence etmesi, sakat bırakması sıklıkla karşılaşılan durumlardı. Bunun tersi durumlar yaşanmadığı için el ele tutuşup tüm yaşamlar değerlidir denilemiyor. 


"Hayatta kalmak" Whitehead edebiyatı için önemli bir izlek. Bir de özgürlük için iş birliği yapmak ancak sadece birinin başarabilmesi Yeraltı Demiryolu ve Nickel Çocukları için kurucu unsurlar. İkisi de gerçeklerden besleniyor.

Nickel Çocukları romanındaki okul görünümlü ıslah evi, 1 Ocak 1900- 30 Haziran 2011 arası faal olan Florida Erkek Okulu/Dozier School'dan hareketle kurgulanmış. 

Nickel, 5 centlik para. 

 






 

 



1 yorum:

  1. Merhaba... Yazıyı bir solukta okudum... Çok güzel ve merak uyandıran bir yazı... Filmi izlemek ilk yapacağım şey... Ardından kitabı okumak istiyorum... Ve bu bilgilendirici yazı için teşekkür ederim...

    YanıtlaSil

  MELODRAMDA DUYGU POLİTİKASI: ÖLMÜŞ BİR KADININ MEKTUPLARI ÖRNEĞİ   Türk edebiyatında popüler roman türünün önemli temsilcilerinden biri ol...