Barış Bıçakçı, Sinek Isırıklarının Müellifi, İstanbul: İletişim Yayınları, 2015, 166 sayfa

Cemil'in yazdığı kitabı yayınevine teslim etmesi ve yayınevinin vereceği cevabı beklemesi anlatının zaman aralığını belirliyor. Bu süreçte gündelik hayatı akmaya devam ediyor tabii. Kendi içinde editörle konuşmaları olsa da kendi dünyasına gömülü değil. Komşunun yazar olmak isteyen torunu ve kız arkadaşıyla görüşüyor, genel olarak komşularını gözlemleyen biri. Eşi Nazlı, arkadaşları Metin ve İlhan ile ilişkilerinin tarihini öğreniyoruz.

(Kitaba dair genel hissiyatımı düşünürken puan cetveli oluşturdum çünkü sayılar kelimelerin koltuk değneğidir......

-Keşke okumasaydım, zaman kaybı, beni aptal yerine koydu vb hisler (1 Puan)

-Eh işte okuduğum için pişman değilim okumasam da olurmuş mutlaka bir iz bırakmıştır ama ne bilmiyorum(5 Puan)

-Belirli bir sebepten dolayı okudum ve tatmin oldum(7 Puan) veya istediğimi alamadım (6 Puan)

-Olağanüstüydü! En sevdiğim kitaplardan biri oldu! Mümkün olan her biçimde her yerde ondan söz etmeliyim! Yazarın diğer kitaplarını merak ediyorum! (10 puan)

Evet, bu kitaba puanım 7. Belirli bir sebepten yönelmiştim bu romana, yazarın romancılığında Ankara'nın ağırlığının olduğuna dair yorumların etkisiyle, mutmain oldum diyebilirim. 18 Ekim'de ayakkabı alışverişi yaparken Zafer Çarşısını görmüştüm ama içeri girmek için bir isteğim olmamıştı 27 Ekim'de tekrar Kızılay'a gitmem gerekti kitap alışverişi yapacaktım bu kez oraya da bir gideyim dedim. Zafer Çarşısı romanda önemli bir mekan olduğundan değil sadece gidilecek çok yer varken hepsi eşit derecede önemli oluyor ama romanda birkaç kez adı geçince gidip bir merhaba diyeyim tanıdık bir yer gibi bir his oluşuyor.

Çok fazla isme atıf var kitapta, liste çıkarmaya başladığımda kalabalıklığı fark ettim. Eğer bu isimlere aşina değilseniz okurken kendinizi eksik hissetmez misiniz? Ben karaktere bağlanmış olsaydım evet hayıflanırdım ve isimlerin peşine ödev gibi düşerdim. Ama bu okuma keyfini bozan bir şey bence, en nihayetinde roman okurken istediğim şey bir süre başka bir alemde takılmak ikide bir Google'ye bakmak ya da kitabı rafa kaldırıp önce kitapta bahsi geçen bir kitabı okumak ya da müziği dinlemek falan değil.


*****

Kitapta bahsi geçen kitapları listelemek kitap bitince aklıma geldi,eksikler olabilir

1. Ada ya da Arzu,Vladimir Nabokov

2.Yalnız Bir Avcıdır Yürek,Carson mc cullers

3.Ayak İzlerinde Adımlar,Julio Cortazar

4.Mırıldandığım Öyküler,Julio Cortazar

5.Lolita,Vladimir Nabokov

6.İçeriye Bakan Kim, Mehmet Günsür

7.Gazoz Ağacı,Sabahattin Kudret Aksal

8.Bodur Minareden Öte,Yusuf Atılgan

9.Çamlıca'daki Eniştemiz,Abdülhak Şinasi Hisar

10.Ses ve Öfke,William Faulkner

11.Körleşme, Elias Canetti

12.Franny ve Zooey,Jerome David Salinger

13.Dalgalar,Virginia Woolf

14.Otlakçı, Memduh Şevket Esendal

15.Kürk Mantolu Madonna,Sabahattin Ali

16.Sonsuz Günbatımı, Furuğ Ferruhzad

17.Döşeğimde Ölürken,William Faulkner

18.Mrs Dalloway,Virginia Woolf

19.Şafak,Sevgi Soysal

Kitapları listelerken başka listeler de doğdu:

*****

Kitapta geçen dizeler

1. Çipet çipet çitalinya, Oktay Rifat

2. Üzünç Sevgilim ya da Nane Otları,Lale Müldür

3. Kırlardan Geliyorlar,Turgut Uyar

4. Kuş Ölümlüdür,Furuğ Ferruhzad

5.Nasıl sürünür, bir gibi yerle/Yılan; seni öyle seveceğim, Baudelaire

6.kırk yaşımızda yüreğimize yirmimizde sıktığımız bir kurşunla ölüyoruz,René Char


*****

Kitapta geçen filmler:

1. Jules ve Jim

2.Kaos

3.Penceredeki kadın 

4.Yüzücü

5.Piknik

6.Monsieur Hire


*****

Ressamlar:

Henri Rousseau, Ali Osman Coşkun, Max Beckman


*****

Şarkılar için de liste yapmak lazımdı

*****

Alıntıladıklarım:

"Babası zoraki gülümsüyor. Kollarını iki yanına bırakıyor, başını öne eğiyor. Artık hiçbir şeye gücü yok, oysa onun kaba gücünü evin iyice sıkılmış musluklarında hissetmeye alışmıştı Cemil." s.6

"Su tatlı tatlı tıkırdamaya başladı ve karşınızda Oktay Rifat: Kaynayan çaydanlığın mutfağa diktiği o kokulu ağaç. Şairler böyle birdenbire ve alçakgönüllü bir şekilde ortaya çıkmayı severler." s.22

"Birilerine açıklama borçluysanız borcunuzu daima kendi dilinizi harcayarak ödersiniz." s.27

"Ülkemizde böyle: Bir erkek ile bir kadın karşı karşıya gelince orada olsun ya da olmasın ikinci bir erkek daha vardır." s.30

"Halbuki sızıntı hep vardır, ip gibi, yaşadıklarımızdan, okuduğumuz kitaplardan, seyrettiğimiz filmlerden zihnimize akan bir şeyler hep vardır." s.36

"gülmek çoğu zaman rüşvettir."s.96

"...aynı zamanda bütün sağlam edebi kahramanların yaptığı şeyi yapar, dünya üzerindeki insanları zarif bir biçimde ikiye ayırır: Seymour gibi olanlar ve olmayanlar...Romanımdaki kahraman da dünya nüfusunu böyle zarif bir biçimde ikiye bölsün diye elimden geleni yaptım, inanın bana, bunun için çok uğraştım. Sahip olduğum ve olmadığım bütün birikimi kullandım çünkü roman yazarken size ait olmayan şeyleri sizinmiş gibi kullanırsınız..."s.111